Selçuk ALTUN
Türkiye’nin son 5 yılda yenilenebilir güç yatırımlarında önemli bir atılım gerçekleştirdiğini belirten Maher Holding Sigorta Kümesi Lideri Ahmet Yaşar, bu yatırımlar daha sonrasında güç sigortalarına yönelik muhtaçlıklar oluştuğunu söylemiş oldu.
İklim krizi, tükenebilir güç kaynakları sorunu, etraf şuurunun artması üzere niçinlerle yenilenebilir güç kaynaklarına ilgi her geçen gün artıyor. Bunların başında da güneş ve rüzgar güç kaynakları geliyor. Pekala iş dünyasının da merkezine oturan bu alan, sigorta dünyası için ne tabir ediyor?
Önleyici sigortacılık konusunda uzmanlaşan ve yenilenebilir güç santrallerine yönelik eserleriyle dikkat çeken Corpus Sigorta, güç krizinin tesirlerini ve ülkelerin yakın vakitte tüm dünyayı etkileyecek yenilenebilir güç adımlarını incelediği bir araştırma yaptı. Şirketin kurumsal toplumsal medya hesaplarından paylaşılan araştırma neticelerina göre; pak güç kaynakları denince birinci vakit içinderda akla güneş güç santralleri geliyor. Bu santraller, kolay suram avantajı ile uzun ömürlü, çevreci ve düşük işletme maliyeti avantajları ile kullanım kolaylığı sunan güç üretim biçimi olarak öne çıkıyor. Türkiye, güneş güç sistemlerinin kullanılmasında son beş yılda büyük bir atılım gerçekleştirdi. Heyeti güneş güç santrallerinin kapasitesi 2014 yılında 40,2 MW (megavat) iken günümüzde 7 bin MW’yi geçti.
Nükleer güce karşı rüzgar enerjisi
Diğer taraftan, dünya çapında yürütülen iklim değişikliği ile gayret kapsamında yenilebilir güç kaynaklarından rüzgar türbini yatırımları giderek artıyor. Rüzgar türbinin suramı ve bakımının maliyetli bulunmasına rağmen, rüzgarın pak ve verimli bir güç tipi olması önemli bir tasarrufu da birlikteinde getiriyor.
Türkiye’yi önemli zorluklar bekliyor
Dünyadaki rüzgar türbinlerinden yaklaşık 8 büyük nükleer güç santrali kadar elektrik üretiliyor. Üretim kapasitesi 1 MW olan rüzgar türbininden yaklaşık 3 milyon kilovat saat elektrik üretiliyor. Rüzgar türbinleri azamî güçlerine bakılırsa küçük, orta, büyük ve epeyce büyük olarak 4’e ayrılıyor. Küçük rüzgar türbinleri yaklaşık 30 kilovat, orta rüzgar türbinleri 100 kilovat, büyük rüzgar türbinleri bin kilovat güce ulaşırken hayli büyüklerin üretebileceği azamî güç 1 milyon kilovatın üzerine çıkıyor. Quick ve Corpus sigorta şirketlerini bünyesinde barındıran Maher Holding’in Sigorta Kümesi Lideri Ahmet Yaşar, raporun bilgileri hakkında DÜNYA’ya konuştu.
Dünyadaki güç rezervlerinin durumu dikkate alındığında yenilenebilir güç kaynaklarından yararlanmanın hem çevresel hem kaynak varlığı açısından son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yaşar, “Rusya-Ukrayna içinde patlak veren savaş daha sonrası Avrupa Birliği’nin uyguladığı ambargoya ruble atılımıyla karşılık veren Rusya, bununla birlikte güç krizinin de fitilini ateşlemiş oldu. Rus gazına bağımlı olan ülkelerde artan güç meblağları, krizi ekonomik ve siyasi açıdan derinleştiriyor. Lakin tam da bu krizin ortasında kalan Avrupa ülkelerinde her şeye karşın, bir yandan da yeşil güce geçiş planı sürüyor” dedi.
Avrupa ülkeleri hudutta karbon vergisi, yenilenebilir güç hissesinin ikiye katlanması, 2035 prestijiyle yeni akaryakıt ve dizel araç satışının sonlandırılması, kömür kullanılmaması üzere adımlarla yeni dünyaya hazırlanırken Türkiye’de ise güç taleplerinin büyük çoğunluğunun hala fosil yakıtlarla karşılandığına dikkat çeken Yaşar, “Fosil kaynaklı güç rezervlerinin gelecekte tükenecek olması tasası şu anda büyük bir kısmını ithal eden ülkemiz için de sorun oluşturuyor” sözlerini kullandı.
Yenilenebilir güçte risk mühendisliğini destekliyoruz
“Enerji talebindeki global artış, faal bir güç riski idaresi yapılmasını ve ötürüsıyla güç sigortalarına olan gereksinimi da ön plana çıkartıyor” diyen Yaşar, güç santrallerinde dünyada en epey tercih edilen poliçe çeşidinin tüm riskler sigortası olduğunu belirterek şu biçimde devam etti: “İşletmelerin mal varlığı sigortaları kapsamındaki teminat taleplerine, GES Montaj Sigortası ve GES İşletme Periyodu Sigortası eserleri ile teminat sağlanırken, hidroelektrik güç santralleri (HES), rüzgar güç santrallerinin (RES) inşaat periyodunda karşılaşabileceği tüm risklere ek olarak, tesislerin işletmeye geçtikten daha sonra doğal afetler, makine kırılması, yangın, kâr kaybı üzere hasarlarına karşı da ayrıyeten teminat sağlanabiliyor.”
Tüm bu noktalarda önleyici sigortacılığın rolünün fazlaca kıymetli olduğunu kaydeden Yaşar, “Şirketler kadar bölümlerin de güvenliğini önemseyen ve risk mühendisliği alanında atılımlar gerçekleştiren Corpus Sigorta, gerek eserleri gerekse yayınlarıyla geleceği şimdiden okuyan ve bunun için hazırlık yapan bir marka olarak öne çıkıyor” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin son 5 yılda yenilenebilir güç yatırımlarında önemli bir atılım gerçekleştirdiğini belirten Maher Holding Sigorta Kümesi Lideri Ahmet Yaşar, bu yatırımlar daha sonrasında güç sigortalarına yönelik muhtaçlıklar oluştuğunu söylemiş oldu.
İklim krizi, tükenebilir güç kaynakları sorunu, etraf şuurunun artması üzere niçinlerle yenilenebilir güç kaynaklarına ilgi her geçen gün artıyor. Bunların başında da güneş ve rüzgar güç kaynakları geliyor. Pekala iş dünyasının da merkezine oturan bu alan, sigorta dünyası için ne tabir ediyor?
Önleyici sigortacılık konusunda uzmanlaşan ve yenilenebilir güç santrallerine yönelik eserleriyle dikkat çeken Corpus Sigorta, güç krizinin tesirlerini ve ülkelerin yakın vakitte tüm dünyayı etkileyecek yenilenebilir güç adımlarını incelediği bir araştırma yaptı. Şirketin kurumsal toplumsal medya hesaplarından paylaşılan araştırma neticelerina göre; pak güç kaynakları denince birinci vakit içinderda akla güneş güç santralleri geliyor. Bu santraller, kolay suram avantajı ile uzun ömürlü, çevreci ve düşük işletme maliyeti avantajları ile kullanım kolaylığı sunan güç üretim biçimi olarak öne çıkıyor. Türkiye, güneş güç sistemlerinin kullanılmasında son beş yılda büyük bir atılım gerçekleştirdi. Heyeti güneş güç santrallerinin kapasitesi 2014 yılında 40,2 MW (megavat) iken günümüzde 7 bin MW’yi geçti.
Nükleer güce karşı rüzgar enerjisi
Diğer taraftan, dünya çapında yürütülen iklim değişikliği ile gayret kapsamında yenilebilir güç kaynaklarından rüzgar türbini yatırımları giderek artıyor. Rüzgar türbinin suramı ve bakımının maliyetli bulunmasına rağmen, rüzgarın pak ve verimli bir güç tipi olması önemli bir tasarrufu da birlikteinde getiriyor.
Türkiye’yi önemli zorluklar bekliyor
Dünyadaki rüzgar türbinlerinden yaklaşık 8 büyük nükleer güç santrali kadar elektrik üretiliyor. Üretim kapasitesi 1 MW olan rüzgar türbininden yaklaşık 3 milyon kilovat saat elektrik üretiliyor. Rüzgar türbinleri azamî güçlerine bakılırsa küçük, orta, büyük ve epeyce büyük olarak 4’e ayrılıyor. Küçük rüzgar türbinleri yaklaşık 30 kilovat, orta rüzgar türbinleri 100 kilovat, büyük rüzgar türbinleri bin kilovat güce ulaşırken hayli büyüklerin üretebileceği azamî güç 1 milyon kilovatın üzerine çıkıyor. Quick ve Corpus sigorta şirketlerini bünyesinde barındıran Maher Holding’in Sigorta Kümesi Lideri Ahmet Yaşar, raporun bilgileri hakkında DÜNYA’ya konuştu.
Dünyadaki güç rezervlerinin durumu dikkate alındığında yenilenebilir güç kaynaklarından yararlanmanın hem çevresel hem kaynak varlığı açısından son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yaşar, “Rusya-Ukrayna içinde patlak veren savaş daha sonrası Avrupa Birliği’nin uyguladığı ambargoya ruble atılımıyla karşılık veren Rusya, bununla birlikte güç krizinin de fitilini ateşlemiş oldu. Rus gazına bağımlı olan ülkelerde artan güç meblağları, krizi ekonomik ve siyasi açıdan derinleştiriyor. Lakin tam da bu krizin ortasında kalan Avrupa ülkelerinde her şeye karşın, bir yandan da yeşil güce geçiş planı sürüyor” dedi.
Avrupa ülkeleri hudutta karbon vergisi, yenilenebilir güç hissesinin ikiye katlanması, 2035 prestijiyle yeni akaryakıt ve dizel araç satışının sonlandırılması, kömür kullanılmaması üzere adımlarla yeni dünyaya hazırlanırken Türkiye’de ise güç taleplerinin büyük çoğunluğunun hala fosil yakıtlarla karşılandığına dikkat çeken Yaşar, “Fosil kaynaklı güç rezervlerinin gelecekte tükenecek olması tasası şu anda büyük bir kısmını ithal eden ülkemiz için de sorun oluşturuyor” sözlerini kullandı.
Yenilenebilir güçte risk mühendisliğini destekliyoruz
“Enerji talebindeki global artış, faal bir güç riski idaresi yapılmasını ve ötürüsıyla güç sigortalarına olan gereksinimi da ön plana çıkartıyor” diyen Yaşar, güç santrallerinde dünyada en epey tercih edilen poliçe çeşidinin tüm riskler sigortası olduğunu belirterek şu biçimde devam etti: “İşletmelerin mal varlığı sigortaları kapsamındaki teminat taleplerine, GES Montaj Sigortası ve GES İşletme Periyodu Sigortası eserleri ile teminat sağlanırken, hidroelektrik güç santralleri (HES), rüzgar güç santrallerinin (RES) inşaat periyodunda karşılaşabileceği tüm risklere ek olarak, tesislerin işletmeye geçtikten daha sonra doğal afetler, makine kırılması, yangın, kâr kaybı üzere hasarlarına karşı da ayrıyeten teminat sağlanabiliyor.”
Tüm bu noktalarda önleyici sigortacılığın rolünün fazlaca kıymetli olduğunu kaydeden Yaşar, “Şirketler kadar bölümlerin de güvenliğini önemseyen ve risk mühendisliği alanında atılımlar gerçekleştiren Corpus Sigorta, gerek eserleri gerekse yayınlarıyla geleceği şimdiden okuyan ve bunun için hazırlık yapan bir marka olarak öne çıkıyor” sözlerini kullandı.